Merhaba, tam adım Adnan Alper Demirci.

Şu unvanlar hayatımı tarif ediyor:

The Devil’s Anvil: Çölden gelen esrarengiz ses

Albüm sahibi gruplar arasında, bir buçuk yılı geçmeyen kariyeriyle muhtemelen en kısa öyküye sahip olan The Devil’s Anvil, Doğu Akdeniz’in geleneksel Arapça, Yunanca ve Türkçe bestelerini hard rock ile buluşturup müzik tarihine unutulmaz, bir o kadar da esrarengiz bir çentik attı. Ud, buzuki ve darbuka eşliğinde “Hard Rock From the Middle East” albümünün 49’uncu yılını kutluyoruz.

Kramp: 30 Yıldır Onlarla

90’lı yılların Türkçe rock sahnesinde en kült albümlerden ikisinin sahibi olan Kramp bu yıl 32’nci yılını çeşitli şehirlerde duyurulan konserlerle kutluyordu. Şu sıralar ortopedik sebeplerle konserlere ara vermek zorunda kaldılar. Sahnelere sapasağlam bir şekilde yeniden dönmelerini beklerken 1984’te başlayan hikayelerini Kökler’e taşıdık.

Hazy Hill: Küçük sahnenin büyük oyuncusu

İstanbul’da Pentagram, Kronik ve Metalium gibi grupların yükselttiği thrash metal seslerine Ankara’dan karşılık veren Hazy Hill, görece kısa süren kariyerine birçok yerli grup için hayal sayılacak hedefler, girişimler ve efsane konserler sığdırdı. Sadece demolardan ve bir toplama albümden oluşan diskografilerine karşın Türkiye heavy metal tarihinde tartışmasız en saygıdeğer isimlerin arasında bulunan Hazy Hill’i, sessizliğe çekilmelerinden yaklaşık 15 yıl sonra Kökler’de hatırlıyoruz.

İkon Müzesi: Barış Manço

Blue Jean dergisinin o dönemki sayılarında İkon Müzesi adında bir bölüm olurdu, bir grup ya da müzisyenin kariyerinden noktalar seçer yazardık. Barış Manço ile ilgili yazdığım bu yazı ilk ve tek Blue Jean yazım olarak kayıtlara geçti (bir de etkinlik takvimi hazırlamıştım bir defasında)

Bu kadar yazdım.