Morbid Angel: Dönüşüm Sürprizli Oldu
Açıkfikirspor ile Yobazmetalspor karşı karşıya! Ezeli rekabeti yeniden alevleyen Morbid Angel’ın yeni albümdeki deneyselliğinin olası sebepleri üzerine kafa yoruyoruz.
Önce özetler: Death ve Possessed ile death metalin üç yaratıcısından biri, 1983 doğumlu Morbid Angel’da başroller, gitarist Trey Azagtoth ile davulcu Pete Sandoval’a ait. Bir de vokalist basçı David Vincent var tabi. Bu üçlü, yanlarındaki gitaristle birlikte 1990’ların ekstrem müziğini “domine edecek” albümleri peş peşe sıraladılar. Sonra Vincent gitti, yerine gelen Steve Tucker’ın sesiyle 3 iyi albüm daha çıktı ki, artık takvimler 2003 dolaylarını göstermekte. David Vincent geri döndü bu tarihlerde, ama grup da albüm orucuna girdi. 8 yıl bekledik. Illud Divinum Insanus ile yer yerinden oynayacak sandık. Birçok Morbid Angel fanatiğinin duyguları ise albüm çıkınca, hayal kırıklığına meyletti.
Sorguya Çekerken
Yıllar sonra yepyeni Morbid Angel şarkılarına susamışken ve yıllarca konserlerde “yeni şarkı” diye çaldıkları Nevermore ağızları sulandırırken ağır müzik basınının Illud Divinum Insanus’a düşük notları reva görmesinin sebebi ne olabilirdi? Peki albümle ilgili yorumlarında küfreden fanatikleri böylesine kızdıran neydi ki? Cevap, albümün başından belli: Gruptan beklenmeyecek kadar çok endüstriyel müzik etkilenimleri, deneysellik ayarının yükseklerde tutulması. Sıradan, kendi halinde bir Morbid Angel albümü bekleyenler için fazla “atlanacak şarkı” var.
Tamam, Morbid Angel hepimizi ters köşe yaptı, bunun için intikamımızı albüme düşük puanlar vererek alacağız, fakat bu albümün bu kadar şaşırtması gerekiyor muydu? Röportaj okumak pek huyumuz değil doğrusu, ama araştırmadığımız gibi mantık yürütmediğimiz de bir gerçek. En basitinden, 2000’lerdeki konser videolarını izlediğinizde David Vincent’ın kostümü dikkatinizi çeker. O kırmızı desenli lateks daracık kıyafeti, 90’ların bıçkın, delikanlı death metal fotoğraflarına yakıştırabiliyor musunuz? Bu tip fetiş havaları için akla gelen ilk müziğin genel tabirle elektronik olduğunda mutabık mıyız? David Vincent da röportajlarında bu müziğin kulak kanırtıcı örneklerine duyduğu hayranlığı gizliyor muydu? Vincent’ın eşinin grubu Genitorturers’ı bileniniz var mı? Hani endüstriyel müzik yapıyordu. Vincent da 1998’den itibaren çıkan tüm albümlerinde bas çalmıştı. Parçalar birleşti mi? Sürprizi bozabildim mi?
Aklımıza bir soru daha geliyor elbette. Hadi David Vincent’ın kafa yapısı bu ayarda, Trey Azagtoth nasıl izin veriyor peki bu kadarına? Röportajlara sürekli Vincent çıkıyor ve cevapları özeleştiriden yoksun olduğu için, Azagtoth’un bu konudaki samimi düşüncelerini öğrenemiyoruz. Yine de Azagtoth’u tanıdığım kadarıyla o da açık fikirli bir karındaşımız ve tahminimce en sevdiği çizgi dizi Robotech’ten esinlenerek yazdıkları Destructos vs. The Earth şarkısıyla kandırmış olabilirler 😛
“Hala Hoop Tereyağlı Ballı Ekmek”
Açıkçası ilk dinleyişimde beni de şaşırttı Illud Divinum Insanus, ancak şimdi ilginçtir, endüstriyel bölümlerde bile elimle masaya tempo tutmaktan kendimi alamamaktayım. Müziği hallettik de, “Sanat sanatçı için midir, izleyiciler için mi?” tartışması devam edecek gibi görünüyor, zira David Vincent röportajlarında hala sonuna kadar albümün arkasında. Bu bir inkar etme durumu mu, yoksa gerçekten böyle mi düşünüyor kestiremiyorum. Tam “Aha yakaladık!” derken, Morbid Angel’ı öyle karmaşık bir tanım içine sokuyor ki, hepimiz şaşkın şaşkın kafamızı kaşırken sıvışıp gidiyor. Bakınız ne diyor: Star Trek’teki Borg’u hatırlıyor musun? Morbid Angel da bunun gibi, aynı anda herhangi bir şey, her şey ve hiçbir şey.
Illud Divinum Insanus’a hala alışamadıysanız, bir sonraki albüme kadar da 2011 model Morbid Angel’ın kafa yapısını anlayamayacaksanız (ki bu sizin hatanız olmaz), en azından dolu tarafını görebileceğimiz bir bardağımız var: Geçmişteki Morbid Angel albümleri hala kenarda bir yerde. Takar dinleriz işte, dert etmeye değer mi?