23 yıldır evinde bilgisayar eksik olmayan biriyim. Ortaokul yıllarım bilgisayarcı yanında, lise yıllarım sınıftakilerin evlerinde format atmakla geçti. Ama derseniz ki “sen aslında bilgisayar cahiliymişsin”, doğrudur. Uzaktan bakınca MS-DOS’a benzettiğim terminal dünyasıyla henüz yeni tanıştım.
Önceki haftasonu Haftalık Şeyler’in ikincisini yazmak üzere ekran başına oturduğumda, hafta boyunca notlar almama rağmen hiçbir şey yazamadım. Yine de yaptıklarımı hatırlamaya çalışıp iki haftalık birden yazacağım.
React öğrenmeye karar verdim. Fark ettim ki JavaScript görmeyeli çok değişmiş, “bu değişiklikleri öğrenmeden React’e başlarsam pek işe yaramaz” diyerek bu yazıda paylaşacağım bilgileri öğrendim.
Bu döngüyü kırmak için düzenli periyotlarla düzensiz şeyler paylaşmam gerektiğini düşündüm. Her hafta, o hafta yakaladığım, yaşadığım şeylerden “mümkün olduğunca kişisel olmayanları” yazmak iyi gelebilir mi, göreceğim. Başlıyorum.
90’lı yılların Türkçe rock sahnesinde en kült albümlerden ikisinin sahibi olan Kramp bu yıl 32’nci yılını çeşitli şehirlerde duyurulan konserlerle kutluyordu. Şu sıralar ortopedik sebeplerle konserlere ara vermek zorunda kaldılar. Sahnelere sapasağlam bir şekilde yeniden dönmelerini beklerken 1984’te başlayan hikayelerini Kökler’e taşıdık.
İstanbul’da Pentagram, Kronik ve Metalium gibi grupların yükselttiği thrash metal seslerine Ankara’dan karşılık veren Hazy Hill, görece kısa süren kariyerine birçok yerli grup için hayal sayılacak hedefler, girişimler ve efsane konserler sığdırdı. Sadece demolardan ve bir toplama albümden oluşan diskografilerine karşın Türkiye heavy metal tarihinde tartışmasız en saygıdeğer isimlerin arasında bulunan Hazy Hill’i, sessizliğe çekilmelerinden yaklaşık 15 yıl sonra Kökler’de hatırlıyoruz.
İkon Müzesi adındaki iki sayfa Blue Jean’den sonra Headbang dergisine de gelmişti. Bu yazıda Black Sabbath’ın kariyerindeki önemli noktalara değindim.
Dört büyüklerin her bakımdan en farklı, en orijinal ismi olan Anthrax, bu sefer albüm aralarını uzatmamayı tercih etti. Yıl içerisinde yeni albümü beklerken Kökler’de hikayelerini anlatıyoruz.
Blue Jean dergisinin o dönemki sayılarında İkon Müzesi adında bir bölüm olurdu, bir grup ya da müzisyenin kariyerinden noktalar seçer yazardık. Barış Manço ile ilgili yazdığım bu yazı ilk ve tek Blue Jean yazım olarak kayıtlara geçti (bir de etkinlik takvimi hazırlamıştım bir defasında)
Türkiye’de heavy metal hareketini başlatan isimlerden Devil, 7 Ocak 2015 günü çok uzun bir aranın ardından Whisky ile birlikte büyük bir konsere imza atacak. Ecdadını tanıyan nesiller yetiştirmek üzere Devil’i Kökler’de uzun uzun anlatıyoruz…