Purson: Analog ve Taptaze

İlk albümleri The Circle and the Blue Door’u çıkaran İngiliz gençler, bizleri saykodelik zaman kırılmalarının çatlaklarından içeri sürüklüyor.

“Çok geç doğmuşum arkadaş!” diye kendi kendime çıkışlar yaptığım zamanlar oldu. Kaçırdığım onca olayı, insanı ve mekanı ancak karşıma çıkan belgelerin izini sürüp dahasına ulaşarak telafi edebilmek, en taşkın pınarlardan dili damağına yapışmış dönmek gibi… Benzer çıkışları yapan kişiler eğer müzik besteleyebiliyorlar ise, bence en az bir çanağı doldurup gelirler. 1990 doğumlu Rosalie Cunningham da bu insanlardan biri. Babasının Beatles plaklarıyla oynaya oynaya aklı 60’lı ve 70’li yıllarının elektrik gitarlı müziğinde kalmış. Ufak yaşlarda gitar çalmayı kendi çapında yalamış yutmuş, tümü kızlardan oluşan Ipso Facto grubu ile 2007-2009 yılları arasında takılmış, ardından kendini hastası olduğu dönemin müziklerini yapmak üzere Purson adındaki grubu kurarken bulmuş.

Kulübeye Girdik

Doctor Who’nun memleketinde yaşayan bu gençler geçmiş zaman kaygılı müziklerinde, son yılların her alanda hakimi olan retro modasına kapılmış binlerce gruptan biri olmak ile kendini gerçekleştirmek arasındaki gelgitleri bertaraf edip konumunu ikinci tarafta belirliyor. Kılık kıyafet gibi her “meraklısı” olabilecek insanın bürünebileceği şeyler bir tarafta dursun, kendilerine bir haftalığına misafir olduğumuzda karşılaşacağımız şeyler dönüp dönüp takvime baktıracak cinsten: Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band usulü çiçeklere bezenmiş dev Purson harfleri, lambalı turuncu amfiler, bir vakit unutulup giden analog klavyelerin şahı mellotron… Kazara akıllarından albümü kaydettikleri ortamı göstermeyi geçirecek olsalar esas o zaman ağzımız açık kalacak, çünkü bir oda dolusu kocaman makineler, üzerinde dönmeye amade bantlarla bizi karşılayacak. 2013 senesinde yüzde yüz analog kayıt peşinde koşan gençlere imrenmeden oradan ayrılmayacağız.

Müziği Duyduk

Purson’ın müziğinde etkilenilen isimler arasında en fazla Beatles öne çıkarılsa da, dönemin diğer gruplarının etkisi de hayli gözlenmekte. Rosie bizzat kendisi sayıyor bayıldığı grupları: Amon Düül II, Soft Machine, Van Der Graaf Generator ve King Crimson. Gitarların ağırlaştığı, basların toklaştığı şarkılarda Black Sabbath ve Led Zeppelin’e saygı duruşu yapılırken, single olarak da yayınlanan Leaning on a Bear adlı şarkıyı millete “70’li yıllarda Jon Lord’un kadın vokalli yan projesi varmış meğer, keşfedip piyasaya sürmüşler” diyerek yutturmak oldukça mümkün. Müzik gücünü 60’lar ile 70’lerden alır, kuru akorları klavye notaları ile ıslatıp saykodelik ortamı yaratır da mistisizmden uzak kalabilir mi? Grubun “cehennemin kralı” anlamına gelen adıyla, şarkıların isimleriyle, kılık kıyafet ve makyajlarıyla Purson bu okült imajı başarıyla yansıtıyor, ama şarkılar aslında tam olarak Rosie’nin gözünden hayatın üzeri puslu bir örtüyle süslenmiş halini anlatıyor.

Basta Justin Smith, davulda Jack Hobbs ile, Rosie’nin çocukluk arkadaşları gitarist George Hudson ve klavyeci Samuel Shove duyabileceğiniz en taze eski müziği iftiharla sunar. Eşyaların üzerindeki tozu dert etmiyorsanız, bu Londralı beşliyle daha çok görüşeceksiniz demektir.

“100% Fenriz Onaylı”

2006 senesine kadar internet sitesinin ana sayfasında grup logosundan başka bir şey bulundurmayan Darkthrone’un Myspace hesabı da Fenriz’in şanına yakışır bir hüviyete büründü: “Haftanın Grubu Blogu”. Popüler olmayan güzel müziğin paylaşıldığı blog zamanla meraklı dinleyicilerin yanında plak şirketlerinin de yeni grup keşifleri esnasında bakmadan geçmedikleri bir yer oldu. Örneğin Ghost henüz ilk albümünü çıkarmadan evvel haftanın grubu olmasıyla dikkat çekerek Napalm Death ve Cathedral’den tanıdığımız Lee Dorrian’ın firması Rise Above Records ile anlaşmıştı. Ondan sonrası malum, Ghost’un 2010’ların en büyük gruplarından biri olması bekleniyor. Benzer senaryo Purson için de geçerli oldu, 2011’in sonlarında haftanın grubu seçildi ve daha sonra Rise Above’dan anlaşmayı kaptı. Geçtiğimiz Nisan ayının sonunda ilk albümleri The Circle and the Blue Door’a fiziksel olarak kavuştular.

Bir Cevap Yazın