Ghost: İstanbul İçin Ayin Vakti

Beddualar kabul oldu, son yılların en uğursuz grubu Ghost 22 Haziran'da Türkiye'de. İsveçli grubun sahnesini görmeden evvel, temsil yeteneğine dikkat çekiyoruz.

Müzik tarihi tarz gözetmeksizin, Şeytan imgesini ve kötülüğü bir şekilde bestelerinde kullanan örneklerle dolu. Çoğu sansasyon yaratma ve rahatsız etme peşindeki bu isimler başarıya ulaştıkları vakit, “temsil” kavramından yoksun basın mensupları ve yasaklamalar peşindeki muhafazakar çevreler tarafından “Şeytan’ın ta kendisi” tarzında başlıklarla mercek altına alınıyorlar. Basın bunu “artiz artiz” başlık ve spot yazmış olmak, okurlarına korkuyla karışık hava basmak için yaparken, hayat tarzlarına karışmaya meraklı çevreler propagandalarına konu olan durumun vahametini arttırmak için yapıyor. Bu yollardan 80’lerde Venom, Slayer, Destruction gibi isimler geçti, 90’larda Norveçli gruplar. 2000’lerden pek bir veri yok, sanırım “Şeytanlı müziği” içselleştirdik. Bu durumu 2010’larda Ghost bozdu. Son dört yılda belki dünyanın bir başka yerinde bu sefer Ghost için “Şeytan’ın ta kendisi” başlıkları atılıyordur kim bilir…

Temsil meselesi

Böylesi bir müziği kim yapsa, isterse mitolojiler bizzat gerçek olsun da Şeytan vücuda gelip sahnede mikrofonun başına geçsin, yapabileceği şey bir temsilden öteye gidemez. Sanat bir taklitten ibarettir. Platon ve Aristo sanatın iyiliği kötülüğü hakkında zıt düşünseler de, bu konuda hemfikirdirler, adını “mimesis” koymuşlardır. Ghost’un çarpıcılığı bana kalırsa mimesisteki başarısından kaynaklanmakta. Taklit ettikleri şey, gerçek hayatta var olan bir kültün birebir karşıtı. İşte, ortada bir dini lider var, etrafında ise bol tesettürlü, cüppeli rahipler… Fantastik ve gerçeküstü olmasına karşın, ayakları halen daha bu dünyaya basıyor, olmayacak bir sahne değilmiş gibi hissettiriyor. Bu ikna ediciliğe en çok da müzikleri katkıda bulunuyor. Dingin, sakin, sessiz ve derinden. Geçmişte “Şeytan’ın ta kendisi” sıfatı addedilen bütün grupların tam tersi bir tarz. O gruplar müziklerinde kopardıkları yaygaralarla bir fanatik taraftardan öteye gidemezken, kötücül imgelere karşı duyarsızlaşmış zihinlerimizi şaşkınlıkla sarsan Ghost, bütün bu esrarengiz oyununun inandırıcılığını müziğindeki yumuşak üslubundan alıyor. Kimliklerini gizleyerek bütün bunların bir taklit olduğunu unutturmaya çalışıyorlar. Kara cüppeli elemanlar isimsiz bir şekilde sunularak kişiliksizleştiriliyor ve cüppenin altında kimin olduğu önemsizleşiyor. 

Temsil ayağınıza geldi

Şimdiye kadar Opus Eponymous ve Infestissumam albümleri, cover şarkılardan ibaret If You Have Ghost EP’si ile müzik çalarlarımıza konuk olan Ghost, kendilerini tanıyışımızın yaklaşık dördüncü yılında konsere geliyor. 22 Haziran’da Hi-Voltage Festival kapsamında Trivium ile birlikte Maslak Arena sahnesini paylaşacak. O akşam yine mimesisin sınırları zorlanacak, temsil ile gerçeğin arasındaki sınır eriyip çözülmemek için kendini zor tutacak. Hele bir de sıcak havaya aldırmaksızın, siyah cüppeleriyle gelerek ortamdaki temsile katkıda bulunmaya çalışan dinleyiciler de olursa algılarımızı oldukça zor saatler bekliyor demektir. Bütün bu kostümlerin altında insan mı var, yoksa etrafımız gulyabanilerle mi çevrildi? Ya şu sahnede farklı kıyafetiyle hatiplik yapan zat Şeytan’ın ta kendisiyse?

Gulyabaninin peşinde

Bugün Ghost elemanları büyük oranda biliniyor, bilmeyenler Headbang’in Şubat 2014 sayısındaki yazıdan kimlikleri öğrenebilir. Bu bilgilerin henüz ortaya çıkmadığı ve grubun bütün esrarengizliğini koruduğu dönemde, Türkiye’de fanzinciliğin medar-ı iftiharlarından olan Güray Topaç Ghost elemanlarının kim olduğunun peşine düşmüş, bu yolda başından geçen maceraları ve arayışlarını sanki “isimsiz gulyabanilere” atıfta bulunur gibi, isimsiz bir fanzinde yayınlamıştı. Neticede ne yazık ki arayışı Güray’ın sorularına fayda etmemişti, ama ortaya sayfalar dolusu hikaye, tahmin, serbest çağrışım ve yer altından gruplarla yapılan tonla röportaj çıkmıştı (artık ışıklarımızı üzerine tuttuğumuz In Solitude grubu o fanzinde yeni keşif durumundaydı mesela). Sahaflarda, arkadaşlarınızın raflarında, Bar Rasputin’de, kazara Hammer Müzik’te karşılaşacak olursanız kaçırmayın.

Bir Cevap Yazın