Quo Vadis: Bazıları Turne Sever
Adını her duyduğumda birinin bana nereye gittiğimi sorduğu* hissine kapıldığım grup Quo Vadis, ülkemize bir turne için daha geliyor.
Kanadalı grupların bir kısmıyla müzikal olarak çok hoşlaştığım söylenemez, ama şunu rahatlıkla belirtebilirim ki, tanıdığım çoğu grup gerçekten kendi şahıslarına münhasırlar: Voivod (kapaktır, sahne isimleridir), Annihilator (Jeff Waters’tır), Exciter ve Anvil (türünün ilk örneklerindendir)… Örnekleri daha fazla uzatmayıp, bu gruplardan nispeten daha genç sayılabilecek olan vatandaşları Quo Vadis’e gelince durum bir şekilde değişmiyor. Quo Vadis’i kendine özgü yapan şey, yaptıkları müziğin birçok öğeyi barındırması. Öyle ki, etiketlemeye kalkıştığımızda elimizde bir sürü etiket birikiyor, “hangisini yapıştırsak” diye karar veremeyip ellerimize bakıyoruz. Teknik, progresif, melodik… Death metal ama, kanlı revanlı değil, daha ziyade hüzünlü. Yer yer thrash metal etkileri olduğu da söyleniyor mesela…
Grup için nispeten genç dedik ama, o kadar da değil tabi! 1992 yılında, Montreal, Quebec’te kuruldu Quo Vadis. Vokalist (ve de gitarist) Arie Itman, hala grubun başında çalmaya devam eden gitarist Bart Frydrychowicz ve Quo Vadis’te uzun yıllar süren performansıyla grubun yanında kendi hayran kitlesini oluşturmuş davulcu Yanic Bercier, bu üç isim, grubu kuran elemanlardı. Gel zaman git zaman, gruba katılan elemanlar oldu, lakin kuruculardan Itman 2002’de, Bercier ise 2008’de gruptan ayrıldı.
18 yıllık kariyerlerinde çok değil, ama 3 adet stüdyo albümü yayınladılar (az ama öz hesabı). İlk paragrafta elimizde tuttuğumuz “melodik death metal” etiketini, ilk yıllarında özellikle farklı müzik tarzlarından enstrümanlar (keman) ve vokaller (soprano) ile, daha ön planda taşıdılar. Bu durum, 1996’da yayınlanacak olan ilk albüm olan “Forever…”a da yansıdı. Ancak zamanla melodik heavy metal grupları arasında keman ve soprano kullananlar çoğalınca grup bu öğeleri “ayağa düştü” benzeri bir tepkiyle karşılıyor ve ilkinden 4 yıl sonra çıkan ikinci albümü Day into Night’ta bunlara yer vermiyor. Böylece grubun teknik ve progresif yönü daha ön plana çıkıyor, şahsi kanaatimce çok daha iyi oluyor. Yine şahsım ve çoğu heavy metalsever tarafından tadından yenmeyecek bir hadiseyse, 2003 yılında grubun ilk basçısı Remy Beauchamp’ın ayrılması üzerine gruba seyyar basçı Steve DiGiorgio’nun katılması olsa gerek. Yer aldığı nice bilindik müzik albümünde olduğu gibi, Quo Vadis’in 2004’te yayınladığı Defiant Imagination’da da kendini belli etmesini biliyor DiGiorgio… Bas gitarın sesini, müzik kulağı olsun olmasın herkes duyuyor albümde, Quo Vadis’te çaldığı kısa sürede büyük renk getiriyor gruba.
Quo Vadis, 2008 yılında Bart Frydrychowicz haricinde baştan aşağıya yenilenen kadrosuyla geçen yıl ülkemizde İstanbul, Ankara ve İzmir’i kapsayan bir turneye çıkmıştı. Bu yıl içinde dördüncü albüm “But Who Prays for Satan?” beklenirken, 29 Nisan-3 Mayıs tarihleri arasında, bu sefer üç değil, Eskişehir ve Antalya dahil BEŞ adet ili kapsayan bir turneyle ülkemizi tekrar ziyaret edecekler. Turne boyunca Quo Vadis’e, Türkiye’nin kalburüstü metal gruplarında (Suicide, Raven Woods, Decimation…) çalmış olan müzisyenlerin kurduğu SETH.ECT eşlik edecek. Şimdilik İstanbul (Studio Live) ve Ankara organizasyonları kesinleşmiş görünüyor. Geçen yılki konseri kaçıranlar, kadro değişikliklerini bahane edenler, ses sistemini beğenmeyenler… Kısacası Quo Vadis’i bilip dinleyen herkes bu sefer affetmemeli, kendisine en yakın konserde yerini almalı. Geçen sene kaçtı (kaçırmayanlar üstüne alınmasın), bu sene kaçmaz artık! Gelişmeleri takibe alınız…
*: Quo Vadis, Latince’de “Nereye gidiyorsun?” demek malumunuz…